Büyükannenin Sırrı

Sabah kahvesini içerken Deniz, büyükannesinin eski sandığını buldu. Sandığın içinde, rengarenk mektuplar vardı. Her biri, uzun zaman önce yazılmış ama hiç açılmamıştı.

Merak içinde mektupları okumaya başladı. Hepsi büyükannesinin gençlik yıllarından, ailesiyle yaşadığı anılardan bahsediyordu. Deniz, farklı bir tarafını keşfetti: büyükannesi neşeli, kimi zaman hüzünlü, ama her zaman güçlü bir insandı.

Bir gün büyükannesi Deniz’e sandığın anlamını anlattı. O mektuplar, yıllar sonra aile bağlarını daha güçlü tutmak için saklanmıştı. Ama neden şimdi ortaya çıktığını bilmiyordu.

Deniz, o sırada kendi hayatındaki sorunları düşündü. Ailesiyle daha az vakit geçirdiği, bazen anlaşmazlıklar yaşadığı günlerdi. Büyükannesinin mektuplarındaki sıcaklık ona farklı şeyler hatırlattı.

Bir akşam Deniz, ailesini toplayıp eski mektupları onlara da okudu. Herkes birbirine gülümsedi, bazen düşündü, hatta gözleri doldu. Büyükannenin geçmişi, şimdi onların hayatına yumuşak bir dokunuş yapmıştı.

Sonunda Deniz, aile içinde söylenmeyen ama hissedilen bağların, bazen kelimelerden daha güçlü olduğunu fark etti. Sandıktaki sır, sadece anı değildi; anıları yaşatan bir köprüydü.

O gece Deniz uyurken, büyükannesinin sandığındaki mektupların bir sır olarak kalmayacağına karar verdi: Onları, ailelerinin geleceğinde de taşımaya devam edecekti.